Bugünün futbolunda bir futbol takımının belkemiği ön liberolardır. Maçta sadece en çok mesafe koşan olmakla kalmaz (ki bu mesafe diğer oyuncular için ortalama 9 km iken, ön liberolarda 11 km'yi bulur) aynı zamanda takımın en kritik bölgelerde, en çok top kazanan adamı da onlar olurlar. Bu nedenle dünya liglerinin lider takımlarının ön liberolarının transfer ücreti, forvetler hariç diğer oyunculardan yüksektir. Yine dünyada savunma futboluna verilen değer yüzünden takımların çift ön liberolu oyun sistemini uygulama sıklığı diğer tüm taktiklerin üzerine çıkmıştır.
AURELİO PERFORMANS DELİSİDİR
İşte tüm bu bilgilerin ışığında gelin Aurelio'nun performansına bir de benim görüş açımdan bakalım:
1-Trabzon da dahil son 6 sezonda maçların % 90'ında sahada olan ve geçen yıl bir ara Zico'nun yanlış kararı ile kenarda oturmasının dışında sürekli 30 maçın üzerinde oynayan ondan başka kimse yok bu ligde, hatta Avrupa'da.
2-194 maç oynayan, 6 sezonun 4'ünde en çok top kazanan ilk 3 oyuncu arasına girip, futbolcunun zekâsını gösteren "Araya Girerek Top Kazanma" istatistiğinde sürekli 1. olan ondan başka oyuncu yok bu ligde, hatta Avrupa'da.
3-Bu kadar çok maç oynayıp, bu kadar kritik bir bölgede, bu kadar çok top kazanacak kadar mücadele edip de 1 tane bile kırmızı kart görmemiş ondan başka oyuncu yok bu ligde, hatta Avrupa'da.
4-Ön libero olarak tek ya da çift, nasıl oynarsa oynasın top kazanma, dikine doğru pas, rakip ceza alanına hücum için giriş sayısı gibi futbolun temel değerlerinde hiçbir düşme olmayan ondan başka oyuncu yok bu ligde, hatta Avrupa'da.
5-Bu kadar göğüs göğüse mücadeleye açık bir pozisyonda oynayıp da, Rico Paşa hariç hiçbir rakibi ile kavga dövüş etmemiş, laf dalaşına girmemiş bir oyuncu ondan başka yok bu ligde, hatta Avrupa'da
6-Trabzon'a geldiğindeki oyun kalıbından ne kadar büyük bir gelişme gösterdiğine ve takımda yedek kaldığı dönemlerde bile ne kadar sorunsuz kenarda oturduğuna dikkat edin. Üstelik tüm bunları yerli oyuncu statüsü ile yaptığını da unutmayın, hem Türkiye'de, hem Avrupa'da.
7-Sözleşmesi 6 ay sonra bitecek oyuncuya 7 milyon doları, eğer ki o dolarlar topçudan başkalarının cebine 'komisyon' olarak gitmeyecekse verecek hiçbir başkan bulamazsınız, ne Türkiye'de, ne de Avrupa'da.
KAYBEDEN SADECE FENER OLMAZ
Dr. Gürkan diyor ki; ben istatistik yapmıyorum sadece. Onlarca maçı, o maçlar içindeki yüzlerce davranışı analiz edip, Avrupa ve dünyadaki benzerleri ile karşılaştırıyor ve sonuçlarını getiriyorum önünüze. Bu araştırmalar sadece teknik tarafı değil, sosyal ve insani öğeleri de içeriyor. Bu anlamda da 30 senelik bilgi, deneyim, analiz ve araştırmalarıma dayanarak söylüyorum ki Türk statüsünde oynaması nedeni ile de Aurelio, hele de şu anda asla ve asla kaybedilecek bir oyuncu değildir. Yerini doldurmak için, Pirlo, Yaya Toure, Flamini, Cambiasso, Diarra'yı getirebilirseniz ne ala. Aksi takdirde Aurelio, Fener için Alex'in kaybından sonra olabilecek en büyük kayıptır ammaaa!!! Aurelio da Fener kadar büyük bir camia bulup bulamayacağını, 'Dünya kulübü' olmayı kafasına koymuş bir takımdan ayrılacağı gerçeğini asla göz ardı etmemelidir. Fener kadar büyük bir camia bulup bulamayacağının ve de bu kadar sevileceği bir ortama girip, giremeyeceğinin hesabını iyi yapmalı.